14 Haziran 2017 Çarşamba

12 yazarın gözünden Aytmatov ve romanları

Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un bugün 9'uncu vefat yıldönümü. On iki yazarın, kendi dünyalarında yer eden Cengiz Aytmatov’u anlattıkları yazıları, 'Büyük Bozkırın Oğlu Cengiz Aytmatov' adlı kitapta bir araya geldi


Dünya coğrafyasının büyüklüğüne bakmaksızın mesafelere aldırmadan insanları ortak paydalarda buluşturan ortak değerler vardır. Aynı ses, soluk ve yaşantı insanları kucaklamaya bazen yetebilmektedir. Bir söz, bir renk ya da gökyüzünün yıldızları, aynı noktada buluşmayı sağlayan ipuçları olabilmekte. Dünyanın bir ucunda gökyüzünü dolduran bir ezgiyi bizim sahiplenmemiz, duyguların ortak olmasından dolayıdır.
Bazı yazarlar vardır ki, hangi milletten olduğuna bakılmaksızın her şeyiyle “bizim” yazarımızdır. Yazdıklarından tutun da yaşantısına kadar her şeyiyle kabul gören yazarlar vardır. Cengiz Aytmatov, bizim olarak kabul edilen yazarların başında gelir. Onun kitaplarıyla haşır neşir olan, bütün eserlerinin içine giren ve onun yazdıklarını özümseyen okurlar, onu bir Kırgız yazar olarak görmezler. Adından başlayan bir yakınlıkla o, bizim yazarımızdır.
Ortak sesimizdir Cengiz Aytmatov
Ercan Köksal’ın editörlüğünde, Laçin Yayınları’ndan Cengiz Aytmatov merkezli bir kitap yayınlandı. On iki yazar; Aytmatov’un eserlerini, kişilik özelliklerini, eserlerinde öne çıkan temaları işleyen yazılarıyla bu çalışmaya destek verdiler. Türk ve dünya edebiyatının çok önemli bir ismi olan Aytmatov’u ayrıntıyla işleyen bu kitap, yazarı daha yakından tanımak isteyenler için önemli bir kaynak niteliğinde çalışma olmuş. Kitap, Ercan Köksal’ın kaleme aldığı Cengiz Aytmatov biyografisiyle başlıyor.
Cengiz Aytmatov’un kendine özgü bir dili var. Bazen şiir gibi dökülmekte kelimeler, bazen çağlayan gibi. Özellikle tabiat anlatımlarında bütün cümleleri adeta kanatlanmakta. Çünkü yazar, tabiatın dilini bilmekte ve o lisanla konuşmaktadır. Bahtiyar Aslan, Aytmatov ile Hamingvay’ı, anlatı ve tabiatın dili konusunda karşılaştıran bir yazı kaleme almış. Adı bozkırla anılan bir yazarın dünyasındaki tabiata farklı pencereden bu yazı, bozkırın türküsünü de terennüm ediyor.
Bir yazarı neden okumalıyız? Yazarın eserlerini okuduğumuzda bize onun yazdıklarından neler geriye kalacak? Bu sorular sıkı bir okumanın ilk basamakları olabilir. A. Yağmur Tunalı, “Cengiz Aytmatov’u Bilir misiniz?” adlı yazısında, yazarı neden okumamız gerektiğinin üzerinde duruyor. Bu yazıdan sonra, insanın içinde bir Aytmatov romanı okuma isteği şiddetli şekilde uyanıyor.
Kitaptaki yazılarda öne çıkan en önemli detay, Aytmatov’un eserlerinde evrensel dünya değerlerinden bahsetmesinin yanında, kendi toprağının sesi olduğu ve bizim sesimize olan yakınlığıdır.
Rus Edebiyatı, geniş anlamda düşünülecek olursa, yazarların Asyalı olmalarından kaynaklanan, bizimle ortak noktalarının olması kaçınılmazdır. Türklerin ilk yurtlarının o topraklar olmasının yanında, ortak değerlerin eserlere yansıması da, aradaki mesafeyi kısaltan ayrıntılar arasında. Örneğin Tolstoy da bizim için bizden bir yazardır. Onun eserlerinde verdiği erdemler, aile yaşantıları, sosyal ilişkiler bizim yaşantımızla bazen birebir örtüşmektedir.
Cengiz Aytmatov’u da bizden yapan ayrıntılara kitapta rastlamak mümkün. Ülkü Eliuz, Aytmatov’un eserlerindeki kadın karakterleri işlemiş yazısında. Aytmatov’un eserlerindeki kadınlarla bizim kadınlarımızın özellikleri bazen çok benzerlik göstermektedir. Aile yapısının sağlamlığı, gelenek göreneklere verilen değer, ataya saygı gibi kavramlar da Aytmatov’u bize yaklaştıran unsurlar arasındadır.
Siyami Yozgat, Aytmatov’un eserlerinde geniş yer tutan atlardan bahseder merkeze Elveda Gülsarı’yı alarak. Türkler için atın ne kadar büyük değeri olduğunu biliriz. Bu ortak nokta bile, Aytmatov’u bize yaklaştıran ayrıntılar arasında sayılabilir.
Aytmatov babasız bir yaşam sürmüştür. Büyük bir acıyla ayrılmıştır babasından. Bunun hüznünü eserlerinde çok sık yansıtmıştır. Özellikle Beyaz Gemi’de bu hüznü açıkça görebiliriz. Turgay Yalanız yazısında, Beyaz Gemi bağlamında “baba” temasını ele almış.
Ve aşk… Cengiz Aytmatov romanlarının içinde bazen konuya hakim olan, bazen olayları uzaktan izleyen bir kor alev gibidir aşk. O, aşkı yazmanın da ustasıdır. Dünyada tanınmasını sağlayan da bir aşk hikâyesi olan Cemile’dir. M. Fatih KanterDağlar Devrildiğinde ve Ebedi Nişanlı romanlarındaki aşk konusunu işlemiş yazısında.
Kitapta ayrıca Ayşe Yılmaz Balkan, Sabahattin Çağın, İmdat AvşarSelami AkcelepAli Tavşanlıoğlu ve Mustafa Uçurum da Aytmatov üzerine yazıları yer alan isimler arasında.
Aytmatov’u tanımak için
Bir yazarı çok iyi tanımanın yolu eserlerini okumaktan geçer. Yazarların aynası, yazdıklarıdır. Özellikle Cengiz Aytmatov gibi, kendi topraklarını büyük bir sevdayla anlatan yazarların eserleri, adeta otobiyografik metin gibidir. Bunun yanında yazarlar hakkında hazırlanan derli toplu çalışmalar da yazarın daha iyi tanınmasına, eserlerinin daha derinlikli anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bazen tek yönlü okumalarla eserlerin özüne inmek mümkün olmamaktadır. Yazarlar ve eserleri hakkında hazırlanan çalışmalar, gözden kaçan birçok detayın daha iyi anlaşılmasına yardım olmakta.
Büyük Bozkırın Oğlu Cengiz Aytmatov” adlı kitap, yazarın ve eserlerinin daha iyi kavranmasına katkı sağlayacak önemli bir çalışma. Özellikle Aytmatov’un “Selvi Boylum Al Yazlım”dan ibaret olmadığını anlamak için, böyle çalışmalara dikkatle eğilmekte fayda var. 
Mustafa Uçurum yazdı
Kaynak: dunyabizim.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder