22 Haziran 2017 Perşembe

Niye Okuyalım ki?

Yıllardır eğitim, sosyoloji, psikoloji,kütüphanecilik ve benzeri alanlarda görev yapan araştırmacılar, “Neden Okumuyoruz?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyor.
Ülkemizde okur-yazar oranında önemli artışlar olmasına rağmen, bu durumun “okuma” eylemini “alışkanlık” haline getirenlerin sayısında da bir artış  görüldüğünü söylemek ne yazık ki mümkün değil. Başta televizyon olmak üzere kitle iletişim araçları her geçen gün artan okumaya karşı olumsuz bir ortam oluşturuyor. Oysa bu ortamı değiştirmek, okuma alışkanlığı ardından da sorgulayıcı okuma ile günümüz bilgi çağına ayak uydurmalıyız.
Okumak için tasarlayacağımız bahanelerin sonu yoktur. Araştırmalara bakıldığında okuma alışkanlığının önündeki engellerden başlıcaları;
Televizyon izlemek,
Eğitim sisteminin okuma alışkanlığının üzerine düşmemesi,
Aile ortamında kitap okunmaması,
Okuma kaynaklarının pahalı olması,
Bilgisayar bağımlılığı,
Vakit bulamama olarak sıralanabilir.
Peki bu sebepler gerçekten okumaya engel midir ? Spor yapıyoruz; ama okumuyoruz, geziyoruz; ama okumuyoruz, kitap okumaya para bulamıyoruz ve nihayet okuyacak zamanımız yok.
Dünyada kitap okuma konusunda BM, Dünya Bankası, MEB gibi kurum ve kuruluşlarca  çeşitli anketler yapılmaktadır. İnsani gelişim raporuna göre Türkiye okuma alışkanlığında Libya ve Tanzanya gibi ülkelerin de içinde bulunduğu 173 ülkede 83’üncü sırada yer almaktadır.
Çocuk Vakfı Edebiyatı Okulunun yaptığı araştırmaya göre, insanlarının % 88’inin okuma yazma bildiği Türkiye’de düzenli kitap okuma oranı binde bir.
Yine bir başka araştırmaya göre ülke vatandaşının yılda kitap için ayırdığı bütçe incelendiğinde; Norveçli 137 Dolar, Alman 122  Dolar, Güney Koreli 39  Dolar, Türk 0,45 Dolar harcıyor.
Okuma alışkanlığını “Bireyin bir gereksinim ve zevk kaynağı olarak algılaması sonucu, okuma eylemini yaşam boyu sürekli,düzenli,eleştirici ve irdeleyici bir nitelikte gerçekleştirmesi” olarak tanımlıyor Prof. Bülent Yılmaz.
Okumaktan ve yeni şeyler öğrenmekten zevk alan,çevreye, insana ve diğer canlılara değer veren; kendisine benzemeyenlerle de yaşayabilen ve onlara karşı duyarlı olmaya çalışan bireyler okuma alışkanlığı sayesinde çoğalabilecektir.
Hayatı anlamlı kılmaya dair  ilk emrin son tekrarı. 60 sure, 171 ayetin içinde geçen “oku” kelimesinin gerçek anlamını yaşayanlardan olabilmemiz dilek ve temennilerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder